Yaşam Koçluğu ve Arkadaşlık Üzerine
Trabzon Tabip Odası Sanat Kolu Kurucusu kardeşimle, KTÜ Prof. Dr. Osman Turan Kültür Merkezi önünde Türk Müziği Konseri için buluştuk. Salona onun opera sanatçısı bir arkadaşı ile daha buluşup öyle girecektik. Beklenen konuk geldi. Bakımlı, hoş, kendine değer verdiği belli olan çıtı pıtı bir hanımdı. Ayak üstü tanıştık ve X-Ray cihazından da geçerek salondaki yerimizi aldık.
Salonun ayrıca çıkış kapısı yoktu ve giriş kapılarından çıktık. Sanatçı dostumuz X-Ray cihazlı kapıdan ikinci kez geçmenin sağlığını olumsuz etkileyebileceğini, hamileler için daha da zararlı olduğunu söyleyip salonun mimar ve finansörlerini eleştirdi. İçimden sanatçı duyarlılığı bu olsa gerek diye düşündüm.
Kendisini yeni tanıyordum. Daha çok dinlemeyi tercih ettim. Konser sonrası sohbetimizde konu nasıl olduysa Dr. Mehmet Öz’ün sözünü ettiği faydalarını anlata anlata bitiremediği F Vitaminine (friend) yani arkadaş vitaminine geldi.
Sanatcı dostumuz fikrini”Amerika’da insanlar dünyanın parasını verip koçlara, psikologlara ve terapistlere dertlerini anlatıyorlar. O kadar para harcamaya ne lüzum var. Anlatırım arkadaşıma olur biter.” Şeklinde ifade etti.
Bir yanda X-Ray cihazından ikinci kez geçmenin fiziksel sağlığımıza vereceği zarar konusundaki hassasiyet, diğer yanda ruh sağlığımızı, mutluluğumuzu ve kişisel performans geliştirme işini arkadaşlara emanet etme çelişkisi bu yazımın temasını oluşturdu.
Arkadaşlar iyi niyetle kendilerini sorularınızın cevap anahtarı yerine koyup kendi gerçeklerini size giydirirler. Ama o elbise size göre değildir. Bol ya da dardır. İçinde kendinizi rahat tam ve tamam hissetmezsiniz. Çünkü yeryüzünde insan sayısı kadar farklı kişisel gerçeklik vardır. Koçunuz soruları ile kişisel gerçeğinizle yaşamın nesnel gerçekleri arsındaki dengeyi bulmanızı ve farkındalığınızın gelişmesini sağlar.
Ön yargısız (dedikodu yapmayan), hayallerinizi sorularınızı ve sorunlarınızı ; kendi gerçeğinin farklılığına rağmen gerçek anlamda nötr kalarak dinleyebilecek, olumsuz yaşam döngülerinizi kırabilmeniz için farklı bakış açıları ve farkındalık kazandıracak, güçlü sorular sorabilecek, içten içe kıskanmadan başarı ve cesaretinizi yüreği ile alkışlayıp sizi gaza getirecek, sizi güçlü yanlarınızla güçlendirip zayıf yanlarınızı gelişim hedefleri olarak önünüze koyacak, zaman ve enerjisini size dair beklentisi olmadan koşulsuz sevgi ve kabul duygusu içinde size sunabilecek duygusal ve ruhsal olgunlukta bir arkadaşınız varsa şanslısınız. tabii ki o zaman koçlara , psikologlara ihtiyacınız yoktur.
Ya yoksa böyle bir arkadaşınız!
Arkadaşlarınızın gerçeklik şablonu ile biçilmiş size bir ya da birkaç beden büyük ya da küçük gelen elbiselerle dolaşıp başarısızlık ve mutsuzluk döngülerini turlayıp duracak mısınız?
Yoksa sahip olduğunuz en değerli şeyin kendiniz olduğunu hatırlayıp kendinize birazcık yatırım mı yapacaksınız?
Arkadaşlarımız kuşkusuz iyi niyetlidir. Her şeyi kendilerince bizim iyiliğimiz için yaparlar. William Blake’in “Cehenneme giden yol iyi niyet taşları ile döşenmiştir.” Sözünü kanımca bu açıdan değerlendirmeliyiz.
Korkularınızı azaltacak, umutlarınızı artıracak, dışarıdan gelecek olumsuz seslere filtre etkisi yapacak, sizi teşvik edecek yaşam koçunuzu seçerken, sahtelerinden ayırmak ve profesyonel destek almak için uluslararası diplomaya sahip bir koç seçmelisiniz.
Unutmayalım ki hayatımız seçtiğimiz yollardan akıp gidiyor.Yaşamımızın sorumlusu biziz.Bu arada kapısının üzerine “Ben kendi sanatımın eseriyim.” Cümlesini yazdıran Akcaabat Trabzon dolmuş şoförünü de saygı ve sevgi ile selamlıyorum.
Her yönden sevdiklerinizle birlikte daha iyiye gideceğiniz mutlu ve huzurlu günler diliyorum.