Sözün Gücü & EFT
Hangi dili konuşursak konuşalım niyetlerimiz söz aracılığı ile şekil bulur. Rüyalarımız, duygularımız, kim olduğumuz söz ile ifade bulur.
Söz sadece bir ses ya da yazı sembolü değildir. Söz bir güçtür. Kendimizi ifade etme ve iletişim kurma gücüdür. Sözle düşünür, düşünmekte kullandığımız sözlerle yaşamımızdaki olayları yaratırız.
Bir fikri duyup inandığımızda inanç sistemimizin bir parçası olur. Sonra bizim sesimizden evrene aktarılır.
Mahatma Gandi’nin sözün yaptırım gücünü hatırlatan ünlü özdeyişini hatırlayalım.
“ Söylediklerinize dikkat edin; düşüncelere dönüşür.
Düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür.
Duygularınıza dikkat edin davranışlarınıza dönüşür.
Davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür.
Alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür.
Değerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür.
Karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür.”
Olumsuzuk ve umutsuzluk içeren sözleri seslendirmek yaşamımıza onları davet etmek gibi oluyor. Söz seçimimizi yaparken iki ucu keskin bir kılıçla oynadığımızı unutmamalıyız. Yunus Emre’nin dizeleri bunu en güzel şekilde anlatıyor.
“Sözü bilen kişinin yüzünü ak ede bir söz,
Sözü pişirip diyenin işini sağ ede bir söz.
Söz ola kese savaşı, söz ola kestire başı;
Söz ola ağulu aşı yağ ile bal ede bir söz.”
Don Miguel Ruiz’in Dört Anlaşma kitabındaki ilk anlaşma “Kullandığınız sözcükleri özenle seçin”’dir.
Ruiz’e göre “arkadaş, aileden biri veya bir eğitmenin söylediği bir şeye inanırsak dikkatimize çapa atarak bilinçaltına yerleştiriyoruz ve biz bu düşünce ile bir anlaşma yapmış oluyoruz. Anlaşmanın tarafı oluyoruz. Genellikle sözü, kızgınlık, kıskançlık, çekememezlik ve nefretimizi ifade etmek için kullanıyoruz. Kendimizle sözümüzde olumlu ve yargısız olma yönünde bir anlaşma yaparsak sadece bu niyet bile içimizde birikmiş olan duygusal zehirlerden arınmak için yeterli olacaktır.”
Bu anlaşmayı yapmak zordur. Çünkü kendimize ve başkalarına yalan söyleyerek, mışş gibi yaşamayı alışkanlık haline getirdik.
EFT Terapistleri akupress’le birlikte yargısız ve olumlu cümlelerle enerjiyi doğru kullanarak sözün gücünün sevgi ve gerçeğe doğru aktığının ve danışanların hayatındaki mucizevi değişimin tanıklarıdırlar.
Fikirlerimiz inanç, ego ve kişisel gerçekliğimizden kaynaklanan bakış açılarımızdır. Haklı çıkmak ve bakış açımızın desteklenmesi adına sevdiklerimizle ilgili ya da politik dedikodu kıvamında sözcükleri savururken düşünmeli gereği yoksa olumsuzu beslememek adına susmayı bilmeliyiz. Sai Baba’nın dediği gibi.
“Konuşmadan evvel düşün!
Gereği var mı?
Gerçek mi?
Şefkat barındırıyor mu?
Kimseyi incitebilir mi?
Sessizliği bozacak kadar değerli mi?” (Çözümün bir parçası mı?)
Sevgiyle kalın.