Öğretim Yılı Başlarken
Birçok aile için çalış oğlum, çalış kızım savaşları ile geçecek bir öğretim yılı daha başlıyor. Kendimize soralım dürüstçe, geçtiğimiz yıl her gün defalarca tekrar edilen bu klişe cümleler işe yaradı mı? Hayır.
Kullandığımız ilaç işe yaramıyorsa ya doktoru değiştirmeliyiz ya da reçeteyi.
Öğrenci danışanlarımdan biliyorum. Gençlerin çoğu “çalış oğlum, çalış kızım” repliklerini belli aralıklarla tekrar eden radyo paraziti veya çizilmiş plaktaki bir takıntı gibi algıladıklarını söylüyorlar.
Gelin reçeteyi değiştirelim. Ne çocuğunuz taciz edilmiş gibi hissetsin kendini ne de siz çocuğunuza ulaşamamanın acizliğini yaşayın. Anne babalar için de son derece yıpratıcı olan, sözün işe yaramadığı bu durumu değiştirelim. Peki ama nasıl diye soran sesinizi duyar gibiyim.
Çocuklarımızla ilgili çabalarımızın nihai hedefi onların mutluluğu değil midir?
Arkadaşları arasında en mutlusu, en başarılısı olsun, potansiyelini tam olarak kullanabilsin diye ilkokuldan başlayan en iyi okul, en iyi öğretmen seçimleri için gösterilen çabanın, sonu gelmeyen özel ders ve dershane arayışlarının sebebi gelecekte onları mutlu ve başarılı görmek için değil midir?
O zaman nerede hata yapıyoruz da “çalış kızım-çalış oğlum”lar kapı gıcırtısına dönüşüyor.
Çocuğunuz için yapabileceğiniz en iyi şey onun yaşamının sorumluluğunu almasına, yaşamına dair yetenek, ilgi ve potansiyeline uygun kendisine ait hedefler belirlemesine bu hedeflerin takipçisi olmasına olanak sağlamaktır.
Bunun için öğrenci koçluğunun sunduğu;
1-Öğrencinin kendini hedefine adamasına hizmet edecek mesleki eğilim testi ve değerlendirme sonucu ile uyumlu aylık, dönemlik, yıllık gerçekçi hedefler edinmesi sağlanır. Ancak hedefi olan yaşamının sorumluluğunu alabilir.
2-Her çocuğun kendine özgü bilinçli zihninin ve bilinçaltının kullandığı öğrenme ve düşünme modeli testi ve değerlendirme sonucu ile;
Özel derslerde ve butik dershanelerde konuların çocuğa özgü öğrenme modeline (görsel,işitsel, kinestetik) uygun verilmesiyle ve öğrencinin önerilen yöntemlerle çalışması ile başarısı ikiye katlanır.
Alvin Toffler’in dediği gibi”Geleceğin cahili okuyamayan kişi olmayacaktır.Nasıl öğreneceğini bilmeyen kişi olacaktır.”
Öğrenme stilimiz doğuştan getirdiğimiz karakteristik özelliğimizdir.
3-Odaklanma sorunu varsa konsantrasyon testi ve sonucuna göre konsantrasyon geliştirici yöntem, teknik ve önerilerden yararlanmak başarıyı artırır.
4-Özgüven testi sonucuna uygun adımlarla, öğrencinin yaşama keyifle katılımını sağlar.
Bütün bunlar çocuğunuzun kendisi ile pozitif ve geliştirici bir yarış içine girmesini, hedeflerini sahiplenmesini ve hedeflerinin gereği olan çalışmayı kendi seçimi olarak hayata geçirmesini kolaylaştırır.
İşe yaramayan reçeteleri iptal ettiğiniz, çocuğunuzun taciz edilmiş, sizin kendinizi aciz hissetmeyeceğiniz, çocuğunuzla birlikte mutlu, uyumlu, doyumlu ve katılımcısı olacağınız bir yaşam diliyorum