Güçlü Yönlerimiz ve ‘Beethoven Faktörü’
Yaptığımız iş bize keyif veriyor ıslık çaldırıyorsa, zamanın nasıl geçtiğini anlamıyor ve yorgunluk hissetmiyorsak,
Engellenme olsa da bir şeyi yapmayı içimizden gelen bir istekle sürdürüyorsak,
Yaptığımız şey başkaları tarafından fark edilip takdir ediliyorsa güçlü yönlerimizin farkındayız ve yaşama akıtıyoruz demektir.
Yaşam hedeflerimizi güçlü yönlerimizi fark ederek belirlediğimizde yaptığımız işe ruhumuzu da katmış oluruz. Ruhumuzu katarak yaptığımız bir iş veya hizmet, bunu satın alan insanlarda da memnuniyet ve şükran duygusu yaratır.
Kısaca keyifle yapılan iş helal edilmiş kazançlar getirir.
Yaşam, eksik yönlerimizi gidermek konusunda gösterdiğimiz umutsuz çaba ve çırpınışlardan ibaret olmamalıdır.
Başarı, güçlü yönlerimizi bulmaya, geliştirmeye ve odaklanmaya bağlıdır. Bir şeyi başarmak istiyorsak yapmamız gereken andaki amaç ve hedefleri netleştirmektir. Bu şimdi atılacak adımı belirler. Her adım bizi olduğumuz yerden olmak istediğimiz yere doğru ilerletmelidir. Yaşam koçluğunda adımların bilgisi doğru sorular ve Sokrates’in “kendinden doğurma yöntemi” ile elde edilir.
Bu adımları destek alarak ya da kendimizin yaşam koçu olarak hayata geçirdiğimizde güçlü yönlerimizi başkaları ile de paylaşmış oluyoruz.
Beethoven 28 yaşında karşılaştığı işitme problemine ve duyma yeteneğini tamamen kaybetmesine rağmen bütün senfonilerini bu dönemde bestelemiştir.
Çünkü o kişilik özellikleri ve zekasının kendisine verdiği güçle insanlığa bu eşsiz armağanları sunması gerektiğine inandı.
Günümüz pozitif psikoloji yaklaşımında “Beethoven faktörü” olarak anılan bu yaşam gerçeği “ insanın kendisinde var olduğuna inandığı üstünlükleri yaşatma ve diğerleri ile paylaşma azmindeki tutarlılık” olarak tanımlanmaktadır.
Yaşamımız yaptığımız seçimlerin sonuçlarından ibaret. Kaderimizi belirleyen gücün dışımızda değil içimizde, Allah’ın içimize üflediği nefeste olduğuna inanmaktayım.
Mutluluk ve bolluk yönünde seçimler yaparsak ve adımlar atarsak bu yönde bir gelecek, tersi durumda da mutsuzluk ve depresyon bizi bekliyor olacaktır.
Depresyon ve Ruh Hastalıkları ile ilgili araştırmalar da yapılmalıdır. Ama sadece bunları yaparak mutluluk ve huzur hakkında bilgi sahibi olmak mümkün değildir. İnsanların yaşam kalitelerini yükseltmeyi hedefleyen disiplinler de geliştirilmeli onlardan da destek alınmalıdır.
İçinize hedeflerinize ulaşmanın mutluluğu, olumsuz duygu ve inançlardan kurtulmanın hafifliği dolsun diliyorum.