Duygusal Özgürleşme Teknikleri: EFT
EFT bir enerji psikolojisi tekniğidir. Bir integratif (tamamlayıcı) tıp yöntemidir. Bilinçaltındaki zihinsel, fiziksel, duygusal blokajlardan kurtulmak için kullanılır. Teknik 1990 yılında Stanford Üniversitesi mezunu bir mühendis olan Gary Craig tarafından geliştirilmiştir ve bugün dünyada en çok uygulanan tekniklerden biridir.
Craig’e göre “Bütün olumsuz duyguların nedeni vücudun enerji sisteminin bozulmasıdır.”
Tüm fiziksel, ruhsal, zihinsel sorunların, hastalıkların ardında vücut enerji sistemimizdeki tıkanıklıklar yatar.
Hastalıkların fiziksel sonuçları ilaçlarla giderilirken, zihinsel nedenleri de EFT ile tersine dönüştürülür.
EFT, vücudumuzun enerji devreleri olan meridyen noktalarına küçük vuruşlar yapılarak (akupress) uygulandığı için iğnesiz akupunktur olarak da adlandırılır. EFT’nin klasik psikoterapi yöntemlerinden radikal farkı; travmayı iyileştirmek yerine, anıya saygı duyarak ama esas olarak anı ve duygusal bozukluk arasındaki kayıp parça üzerinde yani, enerji sistemi üzerinde çalışıyor olmasıdır. Konuşarak aku noktalarına küçük vuruşlar yapılarak meridyenlerdeki olumsuz duygu blokajları çözülür. Terapiden sonra, içinizi acıtan, gözünüzü yaşartan, suçluluk veya kurban duygusu yaratan olaylara dışarıdan birisi gibi (etkilenmeden) bakabilip, fobi ve bağımlılıklardan kurtulursunuz. Bunun için SUD ölçümü yapılır. Gerekirse olumlu ve olumsuz duygu skalaları ile değişim takip edilir. Mümkün olduğunca spesifik olunmalıdır. Kişiye özel negatif inançların kaynağına ulaşmada yaşam koçluğunun güçlü soru sorma becerilerinin çok işe yaradığını itiraf etmeliyim.
EFT, kapasitenizi gerçekleştirmekten alıkoyan engellerden, olumsuz duygulardan özgürleşmeyi sağlar. Bir anlamda kişiye özel bir bağımsızlık bildirgesidir. Bloke enerji kanallarını açarak kinetik enerjinin sağlıklı akışını sağlarken, olumsuz düşünce programını da resetler. Böylece;
● Sizi engelleyen inançlarınızdan özgürleşebilirsiniz.
● İlişkilerinizde sizi olumsuz etkileyen ve tekrarlayan döngüleri kırabilirsiniz.
● Stresinizi ve buna bağlı birçok bedensel sorununuzu çözümleyebilirsiniz.
● Kapalı yer korkusu,yükseklik, başarısızlık korkusu, fare, örümcek, yılan,arı su-deniz, uçak ve uçuş, iğne, asansör, toplum karşısında konuşma vb. fobilerinizden kurtulabilirsiniz.
● Öfke, yas (sevdiklerimizin kaybı), suçluluk, utanç, tiksinme, stres, değersizlik, güvensizlik, pişmanlık, endişe, kurban vb olumsuz duygulardan kurtulabilirsiniz.
● Savaş anıları, cinsel taciz, fiziksel veya sözel şiddete maruz kalmak,(Dayak,mobbing vb.), trafik kazasına maruz kalmak, iş kazasına maruz kalmak. Vb. travmatik anıların yıkıcı etkisi ve olumsuz duygularından kurtulabilirsiniz.
● Oto immün hastalıklar, ağrılar, depresyon, panik atak, anksiyete (sinirlilik), obsesyon (takıntı), kilo alma, ilişki problemleri, uyku problemleri ile baş edebilirsiniz.
● Sigara, alkol, simbiyotik ilişki (…..sız yapamama ) vb. bağımlılıklarınızdandan kurtulabilirsiniz.
Sistemin alt disiplinleri NLP ve Self Hipnozdur. Yaptığımız şey NLP ve self-hipnoz ile geri gelmeyecek şekilde bilinçaltımızı programlamak, duygularımıza ve bedenimize hükmetmektir. Hastalık yapan zihinsel sebepleri, mutluluk ve sağlık yaratan zihinsel sebeplere dönüştürmektir.
Kişisel geçmişimiz arkamızda bıraktığımız yoldur. Dikiz aynasına bakarak ilerlediğimizde kaza kaçınılmaz olur. “Keşke şöyle yapsaydım. Böyle davranmasa mıydım şeklinde çekingen iç seslerle kendimizi yargılamak yerine, kendimizle yüzleşip EFT yardımı ile kendimizi ve başkalarını gür bir sesle affederek korku, pişmanlık, suçluluk, değersizlik gibi olumsuz duyguların içinden güvenle geçebiliriz. Ve bu geçişin yarattığı mucizelerin birinci elden tanıkları kuşkusuz doktorlarımız olacak.
İşin sırrı hastalıklar ve duygular arasındaki ilişkide saklı.
Tıp son on yıl içinde çok büyük bir buluş yaptı. Bilim adamları bağışıklık hücrelerimizin yüzeyinde bizi hastalıklara karşı korumak üzere tasarlanmış nöropeptitler (beyin kimyasalları) için belirli bir yükleme rıhtımı olduğunu keşfettiler.
Bağışıklık sistemimiz duygusal diyalogları dinliyor ve bunlara tepki veriyor. Bunu da bağışıklık sistemi hücreleri üzerindeki nöropeptit okuyucu özel reseptörlerle yapıyor. Bağışıklık hücrelerimizin mikroplara ve hastalıklara verdiği yanıt – hastalık artırıcı, azaltıcı, durdurucu olarak – nöropeptitler tarafından belirleniyor. Nöropeptitler de tabi ki beynimizin zihnimizin seçimlerine göre oluşuyor.
Sonuç olarak sadece yaptıklarımızın değil düşündüklerimizin inandıklarımızın da fiziksel sonuçlar yarattığını söyleyebiliriz. Plasebo tabletleri (nişasta hapları) zaten bu amaçla kullanılmakta idi.
Bu etkiyi bilinçli bir şekilde de yaratabileceğimizi hatırlayarak, Duygusal Özgürleşme Teknikleri ve terapistlerinin yardımıyla hastalık ve mutsuzluk yaratmadaki maharetimizi tersine çevirmenin mümkün olduğunu bilmeliyiz. Artık bilinçli ve sonuç odaklı seçimler yapma şansımız var. Unutmayalım ki hayatımız da seçtiğimiz yollardan akıp gidiyor.
İlacınız sevgi, kaderiniz sağlık, başarı, mutluluk olsun diliyorum.
